6 Ağustos 2017 Pazar

FASÜLYE NASIL KURUTULUR


Evet bu aralar kış hazırlıklarının hız kazandığı bir dönem.

Yemyeşil yaprakların sarıdan turuncuya farklı farklı renklerle boyanarak insanoğluna sunulan görsel şölenin bitiş tarihi, bizim de mutfaklardaki reçeldi kuruydu telaşımızın nihayeti demek. 

Sonrasında beyaz bir yorganı üzerine çekip dinlenen yeryüzü, baharla birlikte vagonlar dolusu tonlarca hediyeyi getirir yığar yeryüzüne; tam da kış için hazırladığımız kurular konserveler tükenirken. Erzakları bitmeye yakın insanlar açılışı miss kokulu çileklerle yapar. Sonrasında en güzel sofralarda yerini alacak sarmalar için yaprak ikram edilir insanoğluna. Madımak eklenir konserve ya da kuru yapalım diye listeye.

Marmelat ve reçellerden ilk kokusu mutfağı saracak olanı gül ve çilektir.

Ardından erikkayısıvişne, şeftali....Onlarca çeşitten meyve suları, tatlılar...

Temmuz ağustos geldi mi biberpatlıcanbamya, fasülye, nane, domates sıraya girerler güneşle buluşup değişik bir tat ve kokuya ulaşmak için.

Sonbahara doğru finaller salça, pekmez, tarhana üçlüsü ile yapılır genelde. 

Yoğundur, yorucudur ama bambaşka bir zevk vardır bu işlerde. Özellikle de kurular. Eskilerden kalan bir miras gibidir bu alışkanlığa sahip olmak. Eğer kurutmak için biber, patlıcan asmamışsan güneş boşa gidiyormuş gibi hissedersin.

Her yıl her yıl bu döngü tekrarlanır. Çoğu kez aklımıza bile gelmez, telaşa dahi düşmeyiz biten gidenlerin ardından. Gelecektir yine dolu dolu vagonlar, sunulacaktır gözümüzün gönlümüzün önüne. Bu işlerde yığınla mana yüklüdür; anlaşılmayı bekler durur. 

İnsanoğlunun omuzlarında ise, bütün bu verilişlerin ardındaki Zatı görüp O'na teşekküratını sunmak yükümlülüğü vardır.

Bir iki cümle yazıp tarife geçme niyeti ile oturmuştum klavye başına ama sebze kurutmak, kış hazırlıkları falan yazarken bu zihnimde sonbaharı çağrıştırdı; bana sonbahar de, kalemi ver elime... Ruhumu coşturan mevsim...

3 Ağustos 2017 Perşembe

ERİK SUYU


Erik bizim evde çok yenen bir meyve değil. Hal böyle olunca hediye olarak gelen erikleri bir şekilde değerlendirmek gerekiyor.

Geçen yıllarda erik marmelatı yapmıştım. Çok sevenler oldu ama orada da yazdığım gibi çok tercih ettiğim bir tat değil. Bu sefer hediye gelen eriklerden meyve suyu yapmak istedim. Sıcak havalarda kısa sürede bitirdik. 

Eğer çok miktarda yapacaksanız 3-4 gün içinde içemeyeceğiniz miktarını mutlaka yeni bir konserve kapağı ile örtülmüş kavanozlara koymalı ve ağzını sıcakken kapatıp vakumlamalısınız ki bozulmadan durabilsin.


Eriğin renginin önemi yok. Ama kullandığınız eriğin rengi meyve suyunun rengini belirleyecektir. Ben hem kırmızı erik, hem sarı erik, hem de yeşil renkli erik kullanarak yaptım farklı zamanlarda. Resimleri aşağıda var. En açık renkli olanı yeşil ama olgun eriklerden. Sondaki koyu sarı olan da sarı eriklerin suyu.  Ama elinizdeki eriği değerlendirmek değil de çarşıdan özellikle alıp yapacaksanız içi kırmızı büyük anjelik eriklerden yapmanızı tavsiye ederim. Hem renk hem tat olarak en beğendiğim o oldu.


İlk resimdeki kırmızı erik suyunu ise aşağıdaki karışık renkli erikler ile yaptım.



Erik suyu yaparken mantık(ölçü) çok kolay 1 kilo eriğe 2 kg su koy ve kaynat. Şekeri de damak tadınıza göre ayarlayıp evde katkısız bir içecek yapıp gönül rahatlığı ile içebilirsiniz.