25 Nisan 2015 Cumartesi

TÜRK KAHVESİ


Kahve sevenler buyursun... Biraz kahve muhabbeti yapalım bugün...

Bolca resim eşlik etsin bu muhabbete...

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır derler... Ama bu söze, her yapılan kahve dahil değil şüphesiz. Öyle bir zamanda öyle bir kişiye yapmalısınız ki makbule geçsin.


Kahve, can gerçekten istediği zaman şifadır. Hani bazen insanın hevesi kahve içmek ister, kastettiğim o değil. Can isteyecek can. İşte o zaman içmesi de, candan isteyene yapması da güzeldir... O zaman kırk yıl hatırı vardır işte kahvenin...

Zaten kahve sevmeyene yapılan kahve içme teklifi heyecanlandırmıyor ki kişiyi, bir de kırk yıl hatırı olsun.

Zevk almıyor ki kahve içerken seninle kahve muhabbeti yapsın. Ha o insanlarla da çay muhabbeti yapacaksın o zaman :)

Bazı zamanlarda dostlarla içilen kahveler vardır. Gerçekten zaman zaman konuşulur; hani şurada içtiğimiz kahve diye...Sayısız kahve içer insan belki hayatında ama sadece hatırı kalmış olanlar hatırlanır...

Kahveyi içmek de bir keyiftir, pişirmek de.

Dönem dönem kahve tiryakilerinin bile canı kahve istemez. Bi kahve yapayım diye heveslenir ama can istemez işte...  Bazı hastalık dönemleri ya da kısa süreli mide problemleri esnasında can istemediğinden kahve keyfi de yapılamaz.

Bazen de sıhhatiniz yerindedir ortada bir sebep göremezsiniz ama kahve çekmez canınız (en garibi de budur, zaten o sebep bulunsa derhal ortadan kaldırılıp kahve içilecek ama... :))

Bu hali çok tecrübe etmişimdir. Canım istesin de bi kahve keyfi yapayım diye ama "canım kahve istesin" demekle olmuyormuş o iş.

O yüzden kahve keyfi yapabilmek de büyük bir nimettir.





Gönül ne çay ister ne kahve, gönül muhabbet ister çay kahve bahane...

Evet güzel bahaneler bunlar sohbet muhabbet için.

Ama ille de sohbet ortamı olması gerekmez, bazen de yalnız başına kitaplara dalmışken eşlik eder size çay ve kahve...

Şimdilik çay muhabbetini başka bir vakte erteleyip dönelim kahve muhabbetine:

Güzel bir türk kahvesi pişirmek için nelere dikkat edilmeli, kahveyi nasıl pişirmeli?

Her şeyde olduğu gibi birinci şartımız, satın aldığımız kahvenin kaliteli bir çekirdekten üretilmiş ve mümkünse taze çekilmiş olması. Evde muhafaza ederken de asla nem çekmeyen bir kapta muhafaza edilmesi gerekli.


Kahve değirmeniniz varsa pişirmeden hemen önce çekip yapmak tavsiye ediliyor ki henüz deneyemediğim bir yöntem maalesef.

Farklı markaları deneyerek damak tadımıza en uygun olanı seçmemiz lazım. Ama aynı marka olsa bile farklı zamanlarda tadı değişiklik gösterebiliyor.

Mesela ben bir dönem A markasını alıyorum. Bazen kalitesi bozulabiliyor B markasına geçiş yapıyorum. Bir zamanlar (belki on yıl önce) jacobs un türk kahvesi vardı bilenler bilir. Metal kutularda Keyif Türk Kahvesi adı ile satılırdı. Ne güzel kahveydi o... Ama uzun zamandır hiç bir yerde rastlamadım.

Bu aralar piyasada Hisar Kahve ismiyle bir türk kahvesi satılıyor. Damla sakızlısını denemedim ama sade olanı gayet iyi. Bir üst  paragrafta bahsettiğim Keyif Kahve tadında. Yalnız nedendir bilmiyorum nadir de olsa bazı paketleri koku, tat ve köpük kalitesi olarak iyi çıkmayabiliyor. Umarım kaliteyi bozmaz ve bu durum istisna olarak kalır. Marka vermeyeceğim ama çok meşhur olan bir kahve var piyasada, kesinlikle ondan daha güzel.  Her markette yok ama biz bulunca 5-10 paket birden alıyoruz. (Aralık 2017)



Aşağıda 3 farklı markanın kahvesi var. En sağdaki biraz çok kavrulmuş. Soldaki ise resmen kalitesiz. İçine sanki kahveden başka bazı maddeler eklenmiş gibi ama çözemedim, üstelik çekimi de düzgün yapılmamış pütür pütür.


Ortadaki ise bu tarifte kullandığım, kavrulurken yanmamış, içimi yumuşak bir kahve. Ama bir tık daha fazla kavrulsa fena olmaz sanki.

Kahve seçimimizi doğru yaptıktan sonra gelelim pişirme işlemine:

Türk Kahvesi

MALZEMELER 1 Kişilik


* 1 tatlı kaşığı (4 g) kahve

* 1 fincan (80 g) soğuk su
* Toz şeker

Bol Köpüklü Türk Kahvesi Nasıl Yapılır

HAZIRLANIŞI


* Kahve kaç kişilik yapılacaksa, fincan ile su ölçülerek cezveye alınır. Kullanılan su kesinlikle soğuk olmalı.


* Her bir fincan için bir tatlı kaşığı dolusu türk kahvesi koyulur.

* Şeker oranı isteğe göre ayarlanır. Az şekerli kahve için tatlı kaşığının ucu ile, orta şeker kahve için yarım tatlı kaşığı, şekerli kahve içinse bir tatlı kaşığı şeker koyulur fincan başına.

* Daha sonra cezve kısık ateşe koyulur. Kahvenin kısık ateşte pişeni makbuldür. Yavaş yavaş pişen kahvenin içimi daha güzel olur.

* Şöyle söyleyeyim; 2 fincan kahve 6-7 dk. da pişmeli en az. 3 fincan kahve 12-13 dk. sürmeli. Ateşi açarak 2 dk. da da yaparsınız ama dediğim gibi kısık ateşte pişen daha güzel olacaktır.

* Kahveyi sürekli karıştırmaya gerek yok. Malzemeleri koyduktan sonra kısık ateşte biraz bekleyince zaten kahve suda güzelce eriyor. 1-2 dk. dan sonra şöyle bir karıştırmanız yeterli. Ya da en baştan karıştırıp da bırakabilirsiniz.

* Daha sonra en çok dikkat edilecek nokta kahvenin ocaktan alınma anı. Türk kahvesi kesinlikle kaynatılmaz. Kaynayan kahvede köpük olmaz.


* Sürekli kahvenin başında durmak gerekiyor zaten. Yanlardan hafifçe kalkmaya başladığı anda altını kapatabilirsiniz.

* 2-3 kişilik bir kahvede ben köpükleri fincanlara pay etme işlemini yapmıyorum. Onun yerine fincanlara doldururken önce bir fincanı tamamen doldurup diğerine geçmek yerine önce hepsine azar azar dolduruyorum ki en üstteki köpük hepsine eşit dökülsün. Sonra tamamen dolduruyorum. Yani 2-3 aşamalı doldurmuş oluyorum bir fincanı.

* Kahvenin ocaktan alınma anını ve bu pratik köpük paylaştırma olayını da sözden iyi video anlatır. 2 dk.lık bir video, çok kaliteli bir çekim olmadı ama meramımı anlatacak nitelikte.


                                                            

* Ama 3 fincandan fazla yaparken genelde  temkinli olmak adına tatlı kaşığı ile 2-3 kaşık köpüğü her fincana paylaştırıyorum.



* Son olarak türk kahvesinin yanında ikram edilen su hakkında iki kelam ile yazımızı bitirelim:

 Türk kahvesinin yanında neden su verilir?

Bunun hakkında her kafadan bir ses çıkıyor.

Kimi diyor ki su önce içilmeli ki ağız içi nötr hale gelip kahvenin tadı iyi alınsın.

Kimi diyor ki hayır su, kahveden sonra içilir ki ağızda bıraktığı acılığı alsın.

Kimine göre Osmanlı padişahları kahvelerinde zehir olup olmadığını anlamak için yanındaki sudan faydalanırmış.

Bazıları ise olayı, Osmanlı insanının nezaketi ile irtibatlandırıp, misafir önce suyu alırsa karnının aç, kahveyi alırsa tok olduğu mesajını ev sahibine bu şekilde verdiğinden bahsetmiş.

Kimiyse olayı sağlık açısından ele alıp açıklamış. Kahve vücuttan su atılmasına neden olduğu için kaybedilen suyun bu şekilde alınması gerektiğini, ayrıca kahvede bulunan oksalatın böbrek taşına sebep olduğunu ve su içerek bu zararı önlemiş olacağımızı söylemiş.

Nedenlerden neden beğenin :) Hangisi size mantıklı geliyorsa o olsun kahvenin yanında su ikram etmenizin sebebi. Hatta kendi bakış açınıza göre mantıklı gerekçeler bile oluşturabilirsiniz.

Ben kahve yanında su içerim ve ikram ederim. Sebebim mi? Misafirlerime kahve yanında su ikram ederim, çünkü adettendir. Kendi içme sebebim ise sıraladığım nedenlerden sonuncusu. Zaten uzmanlar bol su içmemizi öneriyor; kahve bahane su içmek şahane :) diyerek,  türk kahvesini anlattığımız yazımıza, en güzel içecek sudur mesajını vererek son noktayı koyalım.

"Can"ın(m)ız kahve içmek istesin...  Keyfin(m)iz bol olsun...


2 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı olmuş 😊 yüreğinize sağlık ❤️

    YanıtlaSil

YORUMLAR SİTE YÖNETİCİSİ TARAFINDAN ONAYLANDIKTAN SONRA YAYINLANACAKTIR.

AKTİF LİNK İÇEREN YORUMLARINIZ SİLİNECEKTİR.