Ama bazı konularda tecrübe sahibi olunca hata yapmam diye bir şey de yoktur...
Acemi şansı diye de bir kavram vardır...
Kısacası hayat gibi mutfakta her daim dinamik, süprizlere açık bir mekandır. Özenmezsin olur, aşırı özenirsin bi aksilik çıkar. Ev halkına yaparsın müthiş olur, misafire de yapayım dersin aynı tarifi olmaz. Tabi tersi de olabilir hiç belli olmaz :)
Şimdi ben bu postu neden hazırlıyorum? Mutfağa girmeye bir türlü cesaret edemeyen, ben yapamammmkii, anlamam bu işten deyip kendi kendinin cesaretini kıran kişilerin mutfağa girme cesareti gelsin diye ilk olarak. İkincisi de bir tarif hazırlanırken arka planında da neler olduğunu merak edenler için.
Yemek sitelerine, bloglara tabi hep tutturabildiğimiz tarifleri koyuyoruz. Elbette böyle olmalı. Denemek isteyenler için defalarca denenmiş tarifler yer almalı bloglarda ama ben kamera arkasında yaşananları da ara ara koymak istiyorum ki mutfağa girmek isteyip de cesaret edemeyenler, yıllarca pasta kurabiye yapılan mutfaklar da da olabilecek hataları görsün.
Bi de biz insanları etiketlemeyi nedense çok yapıyoruz. Belki farkındayız belki de değiliz ama "Sen beceremezsin bu işi" nasıl bir etiketleme cümlesi ise "Sen kesin becerirsin bu işi" de aynı şekilde bir etiketlemedir ve her ikisi de çok yanlıştır. İnsanız ve bazen yapabilme bazen de yapamama gibi bir özgürlüğümüz var.
Kendinizi geliştirmek için olumlu eleştirilere her zaman açık olun.
Tecrübe ile bir tarifi tutturabilme oranınız artacaktır. Ama yanlış yapma ihtimaliniz sıfırlanmayacaktır.
Neyse çok yazdım sanırım. Geçelim mutfak hatalarına yani kamera arkasına:
Defalarca pastalar kekler yapmış olabilirsiniz. Tecrübeniz de olabilir. Ama tam da kalabalık bir misafir grubuna, üstelik size ilk kez gelecekleri günün öncesinde, onlar için hazırladığınız pastanın keki kesilirken paramparça olursa ne yaparsınız?
Bu anlattığım olay aynen başıma geldi. Ne mi yaptım? Elimden geldiğince yan yana koydum. Üzerini de sos ile kamufle ettim. Tamam çok düzgün olmadı. Engebeli arazi gibi oldu ama çok şükür tadı güzeldi. Zaten misafirlerin önüne bütün olarak çıkarmadım. Mutfakta kesip servis yaptım. Kimse fark etmedi :)
Biskottiyi severim ve çok defa yapmışımdır. Farklı denemelerim genelde başarılı olmuştur. Ama bir denememde öyle bir biskotti oldu ki, hiç biskottiye benzemedi. Tadı olmadı. Keserken paramparça oldu. Dökmedik ama o yediğimiz de biskotti değildi, kesinlikle değildi :)
Mutfak kimyasını takip edenler bilir. Bi ara evde ekmek yapımına baya mesai ayırmış ve müthiş kabaran ev ekmekleri yapmıştık. Ama kullanılan malzeme konusundaki ufak bir dikkatsizlik sonucu kabarmayan çökmüş bir ekmek de yapılabiliyormuş :)
Bayram için nar gibi kızaran güzel baklavalar yapar misafirlerimize ikram ederiz. Ama bazen nar gibi kızarmaz da kömür gibi kızarabilir.
Benmari usulü çikolata eritmek çok kolaydır. Çocuklar bile yapabilir. Bizim mutfakta da defalarca başarı ile yapılmıştır. Ama bir gün küçük bir dalgınlık sonucu, cezveye su koymadan yapınca hem cezve hem de el örgüsü tutaç bu hale geldi. Olmaz olmaz olmaz ama bir defa da olabilir. Burası mutfak, her daim dinamik bir mekan, yapacak bir şey yok :)
Bir yemek sitesinde doğal meyve suyu yapılır. Bir bardağa koyulmuş bir adet meyve suyu resmi vardır. Ama o görünen bir bardak resim için bazen 8-9 bardak bulaşmış ve 5-10 adet resim çekilmiş olabilir.
Daha neler neler... Tabi hepsini hatırlamak, resimlemek imkansız. Onlarca yıl geçince bir sürü hikayeniz birikmiş olacaktır zihninizde. Kıvamı tutturulamayan çorbalar, hamur olan kekler, yenilemeyecek hale gelmesi başarılmış! denemeler. Tabi kimse malzemeyi ve emeği heba etmek üzere girişmez bu işe. Ama netice de her zaman istediğimiz gibi olmayabilir.
Klasikleşmiş bir söz vardır ya "sağlık olsun" diye. Gerçekten sağlık sıhhat olduktan sonra bu tür yanlışların her zaman telafisi mümkün. Durmak yok yola devam...
Haha çok şeker :)
YanıtlaSil